02 05 2024

HOŞGELDİNİZ!!! ALEMLERİN RABBİ'ne TESLİM olmuş GERÇEK Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların birbirlerini oldukları gibi kabul ederek tanışmak, aradaki önyargıları yıkmak ve tarafsız bilgilenmek için bir araya geldikleri mekâna HOŞGELDİNİZ!!! Selâm Olsun Temizlere, Temizleyenlere, Temizlenenlere, Temiz Kalmak isteyenlere ve Temiz Bir Dünya için El-ele Gönül-gönüle Verenlere...

Kur'an'da Arama

http://tanzil.net/docs/_media/wiki/quran-karim.gif?cache=

Anket

Sizce, Farklı Dinlere Mensup Kişiler Biraraya Gelip ''Salih/iyi Ameller/işler Yapabilirler mi?
 

Kutsal Kitap Arama

Bildergebnis für kutsal kitap arama motoru

Hristiyan Dergi

Facebook Temiz Yaşam Grubu

Ähnliches Foto

Şalom Gazetesi

İstatistikler

Bugün351
Dün586
Toplam1280172

Kimler Çevrimiçi

Şuan 2 konuk çevrimiçi
Meal Dağıtımından Notlar PDF Yazdır E-Posta
Yazar : Kadir Sadıç   
19 01 2009
 Onsekiz katlı bir apartmanın dış kapısında durup zil tablosundaki isimleri taradık. Bir hayli türk soyismi olması sevindirdi bizi. Kızımla komik soyisimler üzerinde biraz espiri yapıp güldükten sonra kapıyı açması en üsttekine bastık. En son kattan başlayıp aşağıya inmeyi düşündüğümüz için direk bize kapıyı açan daireye yöneldik. Kapıyı açan beyefendi aşağıdaki sevincimizi kursağımızda bıraktı desek yeridir.

Selamlaşma cümlemizi ''buyur arkadaş, ne istiyorsunuz'' gibi buz gibi bir karşılıkla kesti. Gülümseyerek sakin olmasını söyleyip hiç vakit geçirmeden konuya girdim. Adam yine tersleme edasıyla müslüman olduğunu ve evinde her bir kitaptan mevcut olduğunu söyleyip bize yol verdi. Kapı 1 moral 0.

İyi bir başlangıç yapmamıştık ve her biri altı daireli üç kat inmemize rağmen kimse kapıya çıkmıyordu. Kızım Fatime'yle bir durum değerlendirmesi yaptık. ''Bereketsiz bir gün'' dedik. Ama zillere basmaya devam...

Kapıyı genç ama erken yıpranmış bir beyefendi açtı. Bizi görünce suratının şekli, farkedilecek oranda değişti. Şaşırmış gibiydi. Bunu kendisine bir espiri olarak söyleyince rahatladı. Amacımızı söyledikten sonra, şimdiye kadar kur'anın tercümesini okuyup okumadığını ve evlerinde tercüme olup olmadığını sordum. Evlerinde kur'an ve ehl-i beyt kitabı bulunduğunu söyleyince alevi ekolünde olduğunu tahmin edip direk ''alevi misiniz'' diye sordum. ''Evet'' dedi. Tekrar söze başlamak üzereyken ''buyrun içerde devam edelim'' diyerek içeri davet etti. Davetinde o kadar samimiydi ki, nezaketen ''rahatsız etmek istemiyoruz'' desem de bir an önce girip sohbet etmek için can atıyordum. Üç kat elimiz boş indikten sonra bu davet ve sohbetle moral bulmak istiyordum.

Gayet temiz ve düzenli bir evdi. Duvarda oniki imam resimlerinin bulunduğu bir duvar saati, kocaman bir hz. Ali resmi, onun altında da yine kocaman boydan bir Atatürk posteri asılıydı...

Hemen tanıştık.Yılmaz kardeş biz daha oturmadan hizmete başlamıştı. Meyveleri getirdikten sonra ne içeceğimizi sorup mutfağa gitti. O gelene kadar bir an için aklım, yukarda kendini müslüman olarak tanıtan baya takıldı. İki muamele arasındaki farkın sebebini anlamaya çalıştım. 'Neskafe'lerimizi yudumlarken koyu bir sohbete daldık. Daha doğrusu dertleştik. Vaktinde çok hatalar yaptığını, başını belalardan bir türlü kurtaramadığını, şimdi de bu hatalarının ceremesini çektiğini anlattı. Benim başımda da bu hataları yapmak için gayret sarfeden bir imtihan öznesi olduğu için merakla dinledim. Üç yıl olmuş evleneli sekiz aylık ta bebeği varmış ama Türkiye'delermiş ve bir türlü buraya getiremiyormuş. Gerçekten zor bir durum. Ama bundan daha zor durumda olanların yaşadığını, beterin beteri diyebileceğimiz yaşam şartlarının olduğunu beraberce ortaya koyduk. Bu noktada elbette söz ''Gazze''ye geldi. Oradaki babaların çocuklarını üçer beşer kaybettiklerinden çocukların da öksüz ve yetim kaldıklarından bahsettik... Yılmaz kardeş te elinden geleni yapmış Gazze'yle dayanışma adına. Rabbim gayretlerini bereketlendirsin.

Birçok konuda konuşup vakit vedalaşma vakti olunca şakayla karışık ''Yılmaz kardeş, kitap olduğunu söyledin ama rafları boş görüyorum'' dedim. Kitapların içerde olduğunu ama kendisinin okumadığını söyledi. Eğer meal verirsem okuyabileceğini belirtti. Sevinerek bir almanca bir türkçe meal verdik. Özellikle kardeşinin dini konularla çok ilgilendiğini, birini de onun için aldığını söyledi.

Çıkarken, ''keşke elimizden gelse de bir şekilde yardımcı olabilsek ama dua etmekten başka birşey gelmiyor elimizden'' diye üzüntümüzü belirtince, teşekkürler etti ve çok hoşuma giden şu cümleyi kullandı; ''Senin sesin Allah'ın kulağına gitsin.'' Hassas bir akaid terazisinde tartarsak sakıncalı gibi görünen bu tür deyişler aslında az okuyan veya hiç okumayan insanımızın Yaratıcı'sına olan yakınlığını gösteriyor. ''Mazlumların ahı Arş'a yükselince'' nasıl Allahu Teala mazlumların imadadına yetişiyorsa, bir kardeşimize yaptığımız içten bir dua da Rabbimiz katında cevap bulur, onun deyimiyle ''kulağına gider''.

Yüce Rabbim, Yılmaz kardeş gibi, kalbinin derinliklerinde iman ve iyilik cevherleri bulunduğu halde, binbir türlü örtüyle bu cevherlerin üzeri örtülmüş kardeşlerimizin elinden tutsun. Yaptıkları, düşündükleri bir iyiliği bin yapsın ve bu bir'in hürmetine onları doğru yola ulaştırsın. İçinde bulundukları sıkıntılara karşı dayanma gücü versin. Sevdiklerine de bir an önce kavuştursun... (Amin)

 

Zile bastığımız kapının ardından köpek sesi gelince Fatime kızım koridorun sonuna kadar kaçtı. Kapıyı, kucağında minik bir köpekle genç bir bayan açtı. Rahatsız ediş sebebimizi söyleyince teşekkür edip evlerinde arapça ve türkçe kur'an olduğunu güler yüzle belirtti. Okuyup okumadıklarını sorunca ''fırsat buldukça okuduklarını'' belirterek cevap verdi. Hoşuma gitti, iyi günler dileyip ayrıldık. Ama bir süre de hayret makamında kaldık doğrusu. ..

Dini konularla ilgilenmediklerini açık yüreklilikle belirten bir-iki kişiden sonra bu kez, Yılmaz kardeşin tersi bir yapıda, yani, yaşlı ama pek yıpranmamış bir beyefendinin kapısını çaldık. Ellibeş yaşındaymış ama çok daha genç gösteriyor. Hiç evlenmemiş. 25 yaşında kendinden ayrı yaşayan bir oğlu varmış. Herhangibir dini inancı olup olmadığını sorduğumda inancının ''islam'' olduğunu ama hiç kur'an okumadığını söyledi. Evinde incil olduğunu, okumaya başladığını ama bitirmeden bıraktığını da sözlerine ekledi.Hatta konuşmamızdan öyle anlaşıldı ki, eline hiç kur'an almamış. Bu çelişkiyi anlamakta güçlük çektim ama ''yurdumdan garip insan manazaraları''na konu olacak birçok örnek olduğu için fazla üzerinde durmadım...
Bizim teklifimizi memnuniyetle karşıladı ve hediyemizi severek kabul etti. Kitap okumayı sevdiğini bu meali de bir an önce okuyacağını, okuduktan sonra başkalarına okumaları için vereceğini belirtti. Ben de bu düşüncesinin güzel olduğunu ama en iyisinin, elinin altında bir tane kur'an tercümesi bulundurmak ve bunu devamlı okumak olacağını açıklamaya çalıştım. Eğer isterse başkalarına vermek için de hediye verebileceğimizi söyledim. Tavsiyemi kabul etti sağolsun. Okuyacağını ve elinde tutacağını söyledi.

 

Kapıyı açan orta yaşlı-genç bayan, bir an önce sözlerini bitirip içeriye girecekmiş gibi konuşuyordu. Ama güler yüzünden cesaret alarak soruları, onun kafasını karıştıracak şekilde sormaya başladım. Amacımızı söyleyip sorularımızı yönelttikten sonra cevap olarak umursamaz bir edayla bu tür şeylerle uğraşmadığını belirtmişti. Ben ısrarla herhengibir inancı olup olmadığını anlamaya çalışıyor, o ise ısrarla renk vermemeye çalışıyordu.
Bir ipucu olsun diye aile fertlerinin hangi inanca sahip olduklarını dahi sordum ama nafile... Dini konulara kafa yormadan, düşünmeden, merak etmeden yaşamanın daha güzel olduğunu söylüyordu. Bu düşüncesinin yanlış olduğunu ispatlamaya hiç gerek görmedim. Ama şunu sordum: ''Gençlik ve güzellik varken bu dedikleriniz doğru olabilir ama yaşlandıkça ve eski görkeminizden eser kalmayınca da hayat bu kadar güzel olacak mı?'' Ve ardından öldükten sonra ne olacağını, kendisini nasıl bir gelecek beklediğini merak edip etmediğini sordum.
Merak etmek istemediğini söyledi. Merak etmemek felaket bir açlıktır ama ortada başka bir sorun var gibi geliyordu bana...

''Dünyada yaklaşık 5 milyar insan Allah diye bir yüce Yaratıcı'ya inanıyor, (bunların yarısı da O'nun istediği gibi bir insan olmaya çalışıyor), yahudi var, hristiyan var, müslüman var, hiç mi düşünmüyorsunuz, bu insanlar kime inanıyor, bu insanların amacı nedir?'' şeklindeki soruma, ''ben hiçbir gruba ait olmak istemiyorum, Allah'a inanıyorum...'' diye cevap verince, içimden çok şükür dedim ve biraz rahatladım. Sonunda Allah inancına sahip olduğunu anlayabilmiştim. Bu durumda sorun merak etmeme sorunu değil, ''öğrenirsem yapmak zorundayım'' korkusuydu. Şöyle bir espiri yaptım: ''Siz merak etmiyor değilsiniz ama eğer kur'anı okursam hayatım değişir diye korkuyorsunuz.'' İtiraz etmedi. Belki hayatının bir döneminde inançlı biri olarak yaşama tecrübesi geçirdi, belki dindar birilerinden ağır bir darbe yedi, bilemiyorum. Ortada olan ve bildiğim bir gerçek var ki, bu hanımefendi kardeşimiz de diğer birçokları gibi bir boşluktaydı. Sağlam bir kök vardı belki ama gövde ve dallar kurumaya yüz tutmuş olduğu halde, gövdenin sahibi hâlâ canlı ve yeşil olduğunu sanıyordu. Bu kökler bu dallar, onları tekrar hayata döndürecek bahçıvanları bekliyor...

Konuşmamızın ortalarında şöyle bir teklif yapmıştım: ''Ben size bir tane meal hediye edeyim, evinizde bulunsun, olur da birşeyleri merak edecek olursanız, açar okursunuz.'' Konuşmamızın sonuna doğru ise bu teklifimi şu şekilde değiştirdim: ''Zorla vermek istemiyorum ama sizdeki kararsızlık beni buna mecbur ediyor. Siz bu meali alın ve bir kere olsun baştan sona kadar okuyun, göreceksiniz bir kere daha okumak isteyeceksiniz.''
''Peki'' diyerek kabul etti. Meali uzatırken ''dua kitabı yok mu'' diye sordu. ''Sadece meal dağıttığımızı'' belirtip, ama isterse dua kitabı da temin edebileceğimi söyleyince çok sevindi. Kur'andan birkaç dua örneği gösterdikten sonra vedalaşıp ayrıldık.

 

Üzerinde ''bismİllahirRahmanirRahim'' yazan kapıyı çaldık. İki küçük yavrucakla bir beyefendi açtı. Müslüman bir aile oldukları belli olduğu için giriş cümlelerimizi fazla uzatmaya gerek kalmadı. Evlerinde kur'anın sadece arapçası varmış, onu da sadece eşi okuyormuş. Meal hediye edersek severek okuyacaklarını blirtti. Okuyacaklarına ve çocuklara da okuyacağına dair kesin söz aldıktan sonra hayır dualarla vedalaştık.

 

Kapıyı iki erkek kardeş açtı. Maksadımızı anlatınca çok sevindiler ve takdir ettiler. Ama ne yazık ki onlar da bir kere olsun anladıkları dilden kutsal kitabımızı okumamışlardı. Almanca ve türkçe olarak ve bir de başkasına hediye etmek üzere beş tane meal aldılar ve dua ettiler. Vedalaşıp ayrıldıktan sonra kardeşlerden biri arkamızdan koşup küçük mücahideye bahşiş verdi. Genelde bu tür bahşişleri meal almak üzere kabul ediyoruz ama veren illaki kızınız için deyince de kabul etmek zorunda kalıyoruz. Bahşişi alan kızımın sevincine diyecek olmuyor tabi ki...

 

Başlangıçtaki ''bereketsiz gün'' tabirimiz asılsız çıkmıştı çok şükür. Kızımın benden fazla sevap kazanma aşkıyla çantasındaki bütün mealleri bitirmesinden sonra bende de sadece almanca meal kalmıştı. Kalan üç katı ihmal etmemek için kapıları çalmaya devam ettik. Kapıyı açan ve ilgi duyan biri bayan bir bay iki vatandaş hediye teklifimizi memnuniyetle karşıladılar. Özellikle genç bayan, çoktan beri temin etmek istediğini ama bir türlü temin edemediğini belirtti. Biz de her ikisine, türkçe mealleri bitirdiğimizi ama isterlerse hafta içi posta kutularına atabileceğimizi belirttik. Olumlu karşıladılar. Gerekli bilgileri kaydettikten sonra vedalaşıp yine hayır dualarla ayrıldık.

Comments (16)Add Comment
WoW GOLD
Yazan Kisi wow power leveling, May 07, 2010

I link wow gold,wow power leveling
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
WoW GOLD
Yazan Kisi wow gold, May 07, 2010

welcome to ,wow gold,wow power leveling
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
000009 来祝贺
Yazan Kisi buy wow gold, December 17, 2011

Our website are maple story mesos the reliable or cheap wow gold and s
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi sdnn4k18, September 03, 2012
linpe8i, buy viagra online
, fiotw, buy viagra online
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi yiasy34, September 03, 2012
nsvb2wwb, buy viagra online
, 0tbk, online viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi aiw1va77, September 03, 2012
u8edbc, viagra
, jmnsb, viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi 55mvym1p, September 03, 2012
ei04, buy viagra online
, k8dm2ai, buy generic viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi kegws4n, September 15, 2012
gt2yta, buy generic viagra
, 1mmdqs0a, buy generic viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi aajf1pk, September 15, 2012
i3wv, viagra online
, 4mwlaw, online viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi llijikjt, September 22, 2012
0kndibhb, buy viagra
, mwpv6, online viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi 7xo4m7my, September 22, 2012
1mexd, viagra online
, d2cb, buy generic viagra
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi w3flue, September 22, 2012
yjem, cheap viagra
, ed7b5, viagra online
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi 8h66hrj, October 31, 2012
pda3n5i, viagra
, wyy5vvd, cialis
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi fe0dv8m, October 31, 2012
pfav6vp7, order viagra
, eixi4xup, order cialis online
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi jucvbm, October 31, 2012
lf0epq, order generic cialis
, axxg, order cialis
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0
...
Yazan Kisi ae104hcy, October 31, 2012
cfv20vh, buy generic cialis
, 5plxg, buy cialis online
report abuse
vote down
vote up
Votes: +0

Yazan Kisi
quote
bold
italicize
underline
strike
url
image
quote
quote
smile
wink
laugh
grin
angry
sad
shocked
cool
tongue
kiss
cry
smaller | bigger

busy
Son Güncelleme ( 31 10 2010 )
 
< Önceki   Sonraki >
Temiz Yasam
Sign up today!