03 05 2024

HOŞGELDİNİZ!!! ALEMLERİN RABBİ'ne TESLİM olmuş GERÇEK Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların birbirlerini oldukları gibi kabul ederek tanışmak, aradaki önyargıları yıkmak ve tarafsız bilgilenmek için bir araya geldikleri mekâna HOŞGELDİNİZ!!! Selâm Olsun Temizlere, Temizleyenlere, Temizlenenlere, Temiz Kalmak isteyenlere ve Temiz Bir Dünya için El-ele Gönül-gönüle Verenlere...

Kur'an'da Arama

http://tanzil.net/docs/_media/wiki/quran-karim.gif?cache=

Anket

Sizce, Farklı Dinlere Mensup Kişiler Biraraya Gelip ''Salih/iyi Ameller/işler Yapabilirler mi?
 

Kutsal Kitap Arama

Bildergebnis für kutsal kitap arama motoru

Hristiyan Dergi

Facebook Temiz Yaşam Grubu

Ähnliches Foto

Şalom Gazetesi

İstatistikler

Bugün180
Dün516
Toplam1280517

Kimler Çevrimiçi

Cinsel kimliğe dair PDF Yazdır E-Posta
Yazar : Olivier Boulnois   
27 09 2023

Dünya değişiyor. İnsanın, kendisine dair sahip olduğu kavrayış gelişiyor. Şimdilerde bir eğilim belirdi: cinsiyet farklılıklarının göreceliği. Hristiyanlar bu görecelilik karşısında duygu ve düşüncelerini ifade ediyor. Kilise’nin bir dizi gerçeği hatırlatması gerektiği görülüyor.

Birinci gerçek: Bizler kadın veya erkek olarak doğarız.

Her şey cinsel bir eylemle başlar. Cinsel üreme biricik, yeri doldurulamaz ve bir daha asla tekrarlanmayacak bireyler üretir. Yalnızca art arda dönen doğum ve ölümler kromozomları birbirine karıştırarak türün korunmasına olanak sağlar. Cinsel farklılığın “doğuştan” geldiği kabul edilir: bizler kadın veya erkek olarak doğarız. Hiç şüphesiz, biyolojik veya genetik olarak erkek veya kadın bir bireyin kendini psikolojik olarak kadın veya erkek gibi hissetmediği durumlar da yaşanır. Hatta kadın veya erkek olan bir bireyin tıp yoluyla cinsel görüntüsünün değiştirildiği bile olur (transseksüellik). Fakat bu durum onun arzularından ve bireysel kaygılarından bağımsız olarak hücrelerinin her birinde xx veya xy kromozomu olmasını engellemez. İnsan baştan başa cinsel bir varlıktır. Bu alternatifin üçüncü bir seçeneği yoktur: insanda ontolojik olarak ne nötr ne de hermafrodit bir durum vardır (her ne kadar psikolojik olarak insan kendini kayıtsız, ikircikli hatta androjen hissedebilse de).

İkinci gerçeklik: Bizler etten varlıklarız

Safi ruhsal varlıklar olduğumuzu söylemek aptallık olurdu. Sonlu ve sınırlı varlıklar olan bizler, özgür bir özne olma bilincine bile sahip önce, temiz bir bedende kök salarız. Var olma bilincine sahip bir beden, etten olma kavramının belirttiği şey işte budur. Et, beden değildir: beden bir canlıdan yaşam çekildiğinde geriye kalan şeyden, yani kadavradan (İngilizcede corpse) başka bir şey değildir; et, canlı olan bedene tekabül eder. Ve bu et hastalığı, yorgunluğu ve de ölümü tadar. Ayrıca et, bizim ilişkiye girerken kullandığımız şeydir. Başkasıyla et üzerinden ilişkiye girmek aynı zamanda kişinin kendisiyle ilişkiye girmesidir. Böylelikle, et beni ben yapan, ilişki içindeki beni yapan şeydir. Bu ilişki, cinsel ilişki içerisinde olduğu gibi ebeveyn/çocuk ilişkisinde de somutlaşır.

Cinsel farklılığı nasıl düşünmek gerekir?

Bizim düşüncemiz olaylar için tek bir köken, tek bir neden aramaya alışmıştır. Bu nedenle, Antik çağdan itibaren, bir “baba” İlkesi ile muhafaza yeri bir “anne” ilkesinin var oluşunu ileri sürdü. Oysa günümüzdeki biyoloji bizleri eşit değerde olduğumuzun farkında olmaya zorlar: kromozomlarımızdan her biri anne ve baba eşit olduğunda gelir. Erkek ile kadın arasındaki toplumsal farklar kromozom düzeyinde ifade edilemez. Genellikle kadınların birbirine daha bağlı, erkeklerin daha etkili vs. olduğunu söyleyen farklılıklar da dahil olmak üzere bu farklılıkların tamamı eğitim farklılıklarıyla açıklanabilir. Cinsel farklılığı, kadın ve erkeği birbirinden ayıran bir farklılık gibi düşünmekten çok, kadın ve erkeğin birbirinden ayrılamazlığı gibi düşünmek gerekir. Kadın ve erkek insan türünü bölen farklılıklar değildir.  Bizler ya erkeğiz, ya da kadınızdır;  biraz kadın veya erkek olmak diye bir şey yoktur.

Farklılığın sembolik önemi

Buraya kadar, kadın/erkek farklılığı biçimseldir. Şimdiyse, bunun içeriğini arama zamanıdır. Bu temel farklılığı görmezden gelemeyiz: kadın kendi içinde çocuğu taşır, hayatı aktarırken babayla kurulan ilişki dışarıda ve görünür kalır. Öyleyse cinsel farklılığın anlam kazandığı yer, annelik ile babalığın kesiştiği andır. Çocukla ilişki olmadan, kadın/erkek farklılığının içi boştur. Kadın/erkek farklılığının bir içerik kazanması annelik ile babalık içerisinde gerçekleşir.

Bugünkü cinsel farklılık tartışmasına dair

Peki ama kadın/erkek farklılığı, karşımızda böylesine bariz bir içeriğe sahipken, bu farklılığın tartışılmasını nasıl anlamalıyız? Dünyada, gitgide artan bir biçimde, cinsiyet farklılıklarının ve bunlardan ileri gelen davranış biçimlerinin keyfi olduğu düşüncesinin savunulduğunu görüyoruz. Başta Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere bazı lobiler bu özel davranış biçimlerini (örneğin eşcinsel çiftlerde suni döllenme veya evlat edinme) kanunlaştırmayı (sembolik düzen) başardı. Bu insan toplumlarının geleceğine dair sonuçlar, tahmin edilmesi hâlâ zor olsa bile, önemlidir. Eşcinsellik örneğini ele alalım. Eşcinsellik dünya kadar eski bir tarihe sahiptir. Antik çağda bile Yunan toplumunun, yaşamın aktarılmasını, şehrin kanunlarıyla garanti altına alınan evliliğin çok titiz çerçevesi içerisinde sürdürdüğünden bahsedilmesine rağmen, toplumların eşcinselliği herhangi başka bir toplumsal model gibi görülmesini talep etmeleri ilk kez yaşanıyor.

Bu tartışma neyi saklıyor?

Günümüzdeki cinsel farklılık tartışması, gerçeğin nihai yargı kriterine dönüşen şeyin öznellik olduğu bir dünyanın göstergesidir. Böylesi bir gelişme kendi içinde iyidir fakat riskler taşır. Hakikat, bir toplumun yalnızca bireylerden oluşmadığıdır. Eğer toplum yalnızca, bir toplumsal sözleşme içerisinde ortaklaşma özgürlüğüyle birbirine bağlı atomların bir kümesi olsaydı, öyleyse toplumu bütün bireysel davranışları tanımaktan ve kendisini oluşturan unsurlara özgürlüğünü vermekten hiçbir şey alıkoymazdı; fakat işte toplum tam da bu noktada toplum, yalıtık bireylerin toplamından daha fazlasıdır. Bunun kanıtı da, yalıtık hiçbir bireyin topluma, devamlılığını sağlaması için ihtiyaç duyduğu üyeleri verecek yetenekte olmamasıdır. Öyleyse bir toplum cinsel farklılık ve ebeveynlik temelinde oluşur; hatta o kadar ki, etnoloji bir toplumu yalnızca onu evlilik ve soy zinciri kurallarını analiz ederek onu ciddi biçimde inceleyebilir. Bütün toplumlar ailelerden meydana gelir, bireylerden değil. Sosyal doku, cinsel farklılık ile soy zincirinin kesişmesinde kurulur. Eğer bu bağ bozulursa, bozulan şey aslında dokunun bütünüdür. Cinsiyetlerin tamamlayıcılığı toplumsal bağı kurar.

Klonlama fantezisi

Bugün gelişmekte olduğunu gördüğümüz cinsel farklılığın inkârı, klonlama fantezisinden besleniyor. Eğer klonlama bir gün gerçekleşirse (zaten kolektif hayal gücünde sembolik olarak işliyor), insan klonlanması eşeyli üremeye göz yumacaktır. Amacının derinliklerinde, insan türünün üreme ve yasalarının elinden kurtulan bir insanlık biçimi yaratmak vardır. Bu nedenle insanlığın insandan kökten bir kırılmasına neden olacaktır. Bu durumda, insanlığın kendisi insan tarafından üretilen bir nesne haline gelecektir. Günümüzün modern diye adlandırılan toplumların kendini nasıl zorluklara atıverdiğini görebiliyoruz. İnsanın bir nesneye dönüştüğü bir toplum arzu edebilir miyiz? Şimdilik kimse bunu istemiyor. Yalnızca, aşkın bir ilke talep eden Kilise hazırlanmakta olan şeye uyarıda bulunma cesaretini gösteriyor. Çoğunlukla mevcut tutumların karşısında, Kilise insanı diğer türler arasında farklı bir yere koyan cinsel farklılığı hatırlatma konusunda oldukça yalnız görünüyor. Ve bu boyut, bir toplumu derinden kuran şeyin annelik ve babalık olduğu kabul edilmediği sürece bütün yorumlara açık, boş kalıyor. Bunun tersine cinsel farklılığın inkârı, toplumsal düzene ağır yaralar veren darbelere neden olmak demektir.

Miras Dergisi

Olivier Boulnois

Comments (0)Add Comment

Yazan Kisi
quote
bold
italicize
underline
strike
url
image
quote
quote
smile
wink
laugh
grin
angry
sad
shocked
cool
tongue
kiss
cry
smaller | bigger

busy
 
< Önceki   Sonraki >
Temiz Yasam
Sign up today!